Lider Olarak Nasıl Anılmak İstersiniz? – Bölüm 2
Yazan: Cahide Akkuzu
Okuma süresi: yaklaşık 7 dakika
Bu yazının ilk bölümünde, liderlerin kendilerini nasıl algıladıkları ve çalışanları tarafından nasıl algılandıkları arasındaki uçurumu gözler önüne seren araştırma sonuçlarını paylaştım. Algının nasıl oluştuğunu tarif ettim. Gerçeklerin peşine düşebilmeniz için, yani nasıl algılandığınızı anlayabilmeniz için size öneriler sundum. Yazıya bu linkten ulaşabilirsiniz:
Lider olarak algılanma şekliniz, başkaları üzerindeki etkiniz üzerinde önemli rol oynuyor ve başarınızı etkiliyor. Yazının bu bölümünde sizi başarıya götürecek algıyı nasıl oluşturabileceğinize bakacağız. Size iyi bir haberim var! Nasıl bir lider olarak anılmak istediğinizi inşa etmek sizin elinizde!
Çok iyi bir lider olarak algıladığımız kişide ayırt edici özellik, insanlarla veya organizasyonlarla ilgili zorlukları yönetirken aynı zamanda kendisiyle ilgili algıyı da bilinçli bir şekilde yönetmesidir. Çevrenizdeki kişiler ne kadar etkin ve yetkin bir lider olduğunuza karar verirken, özellikle işlerin zorlaştığı durumlarda yaklaşımlarınızı ve eylemlerinizi gözlemler. Artık biliyoruz ki, insanların liderleri hakkındaki algıları, liderin başarısını doğrudan etkiliyor. Uzmanlığınız, unvanınız ya da mezun olduğunuz okul ne olursa olsun, lider olarak çevrenizle nasıl bir iletişim halinde olduğunuza dair çok iyi bir farkındalığınız olmalı. İnsanlarla kurduğunuz her iletişim sizin nasıl algılandığınıza dair profilinizin oluşmasına katkıda bulunuyor, her iletişiminizde lider olarak nasıl anılacağınız ile ilgili kumbaranıza para atmış oluyorsunuz! Yetenekleriniz veya çizdiğiniz profil hakkında; kendi görüşleriniz ne olursa olsun, iletişimde olduğunuz kişiler size karşı açık ise, sizin yanınızda veya arkanızda durmaya istekli ise, sizi lider olarak başarıya taşımaya istekli ise, size her anlamda güven duyuyorlarsa, ancak o zaman etkin ve başarılı bir lider olarak anılabilirsiniz! Size lider olarak güven duyulması için her şeyden önce içiniz ile dışınız uyumlu olmalıdır, isteseniz de istemeseniz de tutum ve davranışlarınız gerçek düşüncelerinizi dışarıya yansıtır. İşin özü, liderlik ettiğiniz kişiler her şeyden önce lafınız ile icraatınız arasındaki uyumunuza bakacaklar.
Algı yönetimini iyi anlayan bir lider şunu varsayar: siz ne kadar açık ve net olduğunuzu düşünürseniz düşünün; insanlar her zaman sizi sizin istediğiniz gibi algılamayabilir. Eğer sizin söylemek istediğiniz ve başkalarının anladıkları arasında büyük bir fark varsa, iletişim şeklinizi dikkatlice gözden geçirmelisiniz. Araştırmalara göre çalışanlar, liderlerini değerlendirirken kendilerine şu iki soruyu soruyorlar.
- Liderimin bana karşı niyeti iyi mi? Dost mu? Düşman mı?
- Liderimin, bu niyetinin arkasında duracak gücü var mı?
İnsanların sizi dinlerken yaptıkları ilk şey, size güvenip güvenemeyeceklerini anlamak ve sizi takip etmenin emniyetli olup olmayacağını sorgulamaktır. Bu karar, hemen hemen her zaman bilinçaltında veriliyor. Bu da gösteriyor ki, lider olarak inşa etmeniz gereken en önemli gerçek, size duyulan güvendir! Mutlaka ki başka liderlik vasıflarınız da olmalı, ama unutmayın ki insan doğası güven arıyor! Doğamız gereği, güven veren lideri bazen sorgusuz sualsiz bile takip ediyoruz, yanında oluyor ve destekliyoruz.
Artık insanların algılarının nasıl oluştuğunu öğrendik, sizi hangi filtrelerle ve nasıl değerlendirdiklerini öğrendik, gelin şimdi en can alıcı soruyu cevaplandıralım: Nasıl bir lider olarak anılmak istediğinizi nasıl inşa edeceksiniz? Lider olarak size güven duyulmasını nasıl sağlayacaksınız? Bu yazının ilk bölümünde yazdığım gibi, öncellikle gerçeklerin peşine düşüp lider olarak bugün nasıl algılandığınızı tespit etmeniz sizin için en önemli başlangıç noktasını oluşturuyor. Bunun üzerine de aşağıda yazdığım önerileri dikkate alarak adım adım çalışmaya başlayabilirsiniz.
1 – Tutarlı olun:
Aksiyonlarınızın sözlerinizle tutarlı olduğundan emin olun. Verdiğiniz kararların – özellikle zor olanların – arkasındaki sebepleri, sürekli olarak açıklamalısınız. Verdiğiniz kararları harfi harfine yerine getirin, bunu yapmazsanız ‘güvenilmez’ olarak algınlanmak üzere kumbaranıza para atmış olursunuz!
İcraat yapın! İnsanların, sözünüzde durduğunuzu ve niyetlerinizi inançla hayata geçirdiğinizi görmesi gerekir. Arzu ettiğiniz algıyı oluşturmak için icraatınızın kelimelerinizden daha etkin olduğunu göreceksiniz.
Kendine fazla güven, bazen liderler için bir tuzak olabiliyor. Başarılı liderler alçakgönüllülük gösterirken aynı zamanda da sözleri ve eylemleri kendilerine olan güveni yansıtır.
Eylemleriniz tutarlı bir şekilde niyetinizi, inançlarınızı ve tutkularınızı yansıtsın, bunu yaptığınız zaman çevreniz samimiyetinize güven duyacaktır. İnançlarını ve tutkularını sürekli eylemlerine yansıtan liderler bir müddet sonra bu tutkularının sembolü haline geliyorlar. Steve Jobs inovasyon ve tasarımı sembolize eden bir lider olarak anılır, Nelson Mandela ırk ayrımcılığı ile mücadelenin sembolü olarak anılır.
2 – İnsanlarla samimi bir bağ kurun:
Eğer ekibinizin size güvenmesini istiyorsanız, önce siz onlara güvenmelisiniz. Hepimiz, içgüdüsel olarak, yapılan iyiliklerin karşılığını vermeye ve bize güvenene güvenmeye meyilliyiz.
Samimi davranmak ve yetkinliklerinizi göstermek de başkalarının güvenini kazanma konusunda çok önemlidir. Sıcakkanlılığınızı, sadakatinizi ve empatinizi gösterin. Akıllı, yetkin ve de etkin olduğunuzu; insanlarla ‘samimi’ bir bağ kurarak gösterin. Harvard’da psikolog olan Amy Cuddy’e göre; samimi davranmak ve yetkinliklerinizi göstermek, insanların sizi nasıl gördüğü konusundaki algının – pozitif veya negatif – oluşmasında %90 oranında etkili.
İnsanlar hakkında meraklı olun. Göz kontağı kuran, gülümseyen, başıyla onaylayan, insanlara ismiyle hitap eden ve gerçekten dinlemeyi bilen liderler; iletişimde çok başarılı oluyor. Maalesef liderlerin çoğu yoğun iş yükü altında çok aceleci davranabiliyor ve bildikleri bu basit kuralı uygulamayı ihmal edebiliyor. Hatta, Nelson Mandela’nın dediği gibi: ‘’Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.’’ Samimiyetinizle insanların kalbine hitap edin!
Samimiyetinizi göstermek için kendinizle ilgili hikayeler paylaşın. Geçmiş tecrübelerinizden – özellikle de hatalarınızdan – içtenlikle bahsettiğinizde sizi dinleyenlere daha fazla güven telkin etmiş oluyorsunuz. Bunlar, insanlarla güvenilir bir bağ oluşturmanıza yardımcı oluyor ve daha kaliteli ilişkilere yol açıyor. Ekibinizin güven ve emniyet hissine ihtiyacı olduğunu unutmayın. Liderliğini yaptığınız kişilerin ilgilerini ve çıkarlarını dikkate almalı ve onlara katkı sağlamak için uğraşmalısınız.
Samimi bir bağ kurmak, bir manipülasyon veya rol olarak algılanmamalı. Liderin kendi benliğinin barındırdığı farklı yönlerinin bir yansıması olmalı. Etkin liderler; kime, ne zaman, hangi yanlarını göstereceklerini çok iyi bilirler. Bukalemun gibidirler, karşılarına çıkan durumlar ve insanların taleplerine göre uyum sağlayabilirler ama bu süreçte kimliklerini ve odaklarını kaybetmezler. Güvenilir liderler nereye gittiklerine odaklanırlar ama nereden geldiklerini de unutmazlar. Çevrelerine uyum sağlamışlardır ve geçmişte yaşadıkları, bazen sert bazen biçimlendirici tecrübelerini; yönettikleri insanların beklentilerini ve endişelerini anlamak için kullanırlar. Birey olarak ayırt edici özelliklerini kaybetmezler ama güçlü şirket kültürlerine ve sosyal ortamlara uyum sağlamayı bilirler.
Size güven duyup sizi takip etmesini istediğiniz kişilerle ortak bir payda bulmanız gerekiyor. Bu da demektir ki farklı kişilere veya farklı gruplara farklı yönlerinizi göstermelisiniz ve bu yönlerinizin hepsi, kişiliğiniz bir yansıması olmalı, samimi olmalı. İnsanlar yapay davranışları anlamaya meyillidir, yapay davranışlar insanlarda kendilerini kandırılmış hissi yaratır. Geri dönüşü yoktur, bu durumda kumbaranıza algınızı olumsuz etkileyecek bir birikim yapmış olursunuz.
Etkin ve algısını yöneten lider; benliğinin barındırdığı farklı yönlerinden hangisini, kime, ne zaman göstereceği konusunda bilinçli seçimler yapar. Marks&Spencer, BBC ve Prudential gibi şirketlerin üst yönetiminde yer almış olan ve bugün İngiltere’nin en önemli siyahi iş kadınlarından biri olan Jean Tomlin şöyle söylüyor: “Bir konunun veya durumun içinde yer almadan önce insanların ne düşündüğünü anlamaya çalışırım. Ne söyleyeceğime ve kim olacağıma buna göre karar veririm. Kendim olmak istiyorum ama bağlama göre başka yönlerimi gösteriyorum. Gördüğünüz şey aslında benim bir parçam, bir yönüm. Bu bir yapaylık veya rol değil, sadece duruma daha iyi hizmet etmek için bir seçim.’’
3 – Başkaları üzerinde bıraktığınız etkinin farkında olun:
Çalışanlarınız, onların çalışma yerlerini ziyaret ettiğinizde mutlu mu oluyor yoksa sizden çekiniyor ve hatta korkuyorlar mı? Stresli olduğunuz zamanlarda başkalarına nasıl görünüyorsunuz acaba? Özellikle de stratejik zamanlarda – iyi veya kötü – ortalıkta ve görünür olun. Kötü bir durum yaşandığında açıklama yapmak ve soruları cevaplamak için etrafta olun ama iyi zamanlarda da ekibinizle beraber kutlama yapın.
Beynimizde bulunan ayna nöronlar empati yapabilmemizi sağlıyor. Araştırmalara göre kişilerin sahip olduğu güç artınca ayna nöronların fonksiyonu zayıflıyor, dolayıyla da kendimizi başkasının yerine koyabilme ve empati duyma özelliğimiz azalıyor. Liderlik yaptığınız kişilerle iletişim kurarken sahip olduğunuz konum ve gücün iletmek istediğiniz mesajları nasıl etkilediğinin farkında olun. Farkında olmadan bıraktığınız bir boşluğu insanlar kendi yorumlarıyla dolduracaklardır. İletişiminizin başkaları üzerinde bıraktığı etkinin farkında olun ve boşluk bırakmayın!
4 – Dürüst geri bildirimler alın:
Etkin liderler, onlara dürüst geri bildirim veren insanları yakınlarında tutarlar. Eğer birileri sizi göğe çıkarmaya çalışıyorsa, siz ayaklarınızı sımsıkı yerde tutmak zorundasınız. Göğe fazla yükselirseniz gerçeği duymakta zorlanabilirsiniz ve çalışanlarınızla aranızdaki bağı koparırsınız. Kibir en büyük düşmanınızdır! Bu tehlikeden uzak durmak için başkalarından gerçeği yansıtan geri bildirimler isteyin ve kendinizi değerlendirerek, başkalarının sizinle ilgili algılarını öğrenin. Eğer nasıl algılandığınızı bilmezseniz, etkin olamazsınız. Öz farkındalık oluşturmak, cesaret ve kararlılık ister. Yani yapıcı eleştiriye açık olun ki bu sizin güçlü ve zayıf yönlerinizi anlamanıza yardımcı olacaktır.
5 – Boyun eğin – ama sadece yeteri kadar:
Hangi yönlerinizi kime göstereceğinizi seçerken, sosyal ve şirket normlarına ne kadar uyacağınıza bilinçli bir şekilde karar vermeniz gerekiyor. Burada çok ince bir çizgi var: Sosyal ve şirket normlarına fazla uyum sağlarsanız etkisiz görünürsünüz, hiç uyum sağlamazsanız yalnızlaşırsınız ve hedef haline gelirsiniz. Sosyal ve şirket normlarına sadece yeteri kadar uyum sağlayacak dengeyi bulmanız önemli, bu hem insanların sizinle kendilerini özdeşleştirmelerini sağlayacak, ‘onlardan biri’ olacaksınız, hem de mevcut normları sorgulayan ve değişimi destekleyen bir lider olarak anılabileceksiniz. Kendi oyun alanınızı seçin. Oluşturmak istediğiniz algınıza uygun, lider olarak etkinizi artıracak, başarınıza katkı sağlayacak hangi normlara uyum sağlamak istediğinizi hangilerine kafa tutmak istediğinizi belirleyin.
6 – Kendi kişisel markanızı oluşturun:
Kişisel markanızı oluşturmak; lider olarak kendinizi nasıl tanımladığınızı ve başkalarına hizmet ederken nasıl bir tutum sergileyeceğinizi belirlediğiniz ve buna yönelik tam zamanlı olarak mesai harcayacağınız bir yolculuktur. Ginni Rometty, Nisan 2020’ ye kadar IBM’ in ilk kadın CEO’ su olarak şirketi 8 yıl boyunca yönetti. Kendisini nasıl tanımladığını şu sözleriyle ifade ediyor:
‘’Bir lider için en önemli şeylerden biri, insanların kendisini tanımlamasına izin vermemektir. Kendinizi ancak siz tanımlayabilirsiniz. Ben kendimi asla kadın CEO olarak görmedim. Kendimi bu büyük şirketin bekçisi olarak gördüm.’’
Kişisel markanız, değerlerinizi tutarlı bir şekilde çevrenize sergilemenizi sağlar. Bunu kendi reklamınız olarak görmeyin. Markanızı; tecrübelerinizi, başarılarınızı, hatalarınızı ve hikayelerinizi, yani gerçekten kim olduğunuzu ve neyi önemsediğinizi yansıtacak şekilde size özgün olacak şekilde oluşturun.
Kişisel markanızla kendinize ve yanınızdakilere karşı oluşturduğunuz beklentileri her zaman karşılamalısınız. Kendi markanızı bir ticari marka olarak görün, sürekli olarak geliştirip şekillendirirken aynı zamanda korumanız gereken bir varlığınız. Bu varlığınızı yönetirken sizinle iletişimde olan insanlara hizmet etme ve fayda sağlama niyetlerinizi daima korumanız önemlidir.
7 – Güçlü yönlerinizi geliştirin, parlatın ve gözler önüne serin:
Jack Zenger ve Joe Folkman ‘The Extraordinary Leader: Turning Good Managers into Great Leaders’ adlı kitaplarında, iyi liderleri olağanüstü liderlerden ayrıştıran özellikleri gözler önüne sermişler. Yaptıkları geniş kapsamlı araştırmalara dayanan bulgulara göre liderlerin olağanüstü bir lider olarak algılanmaları için güçlü yönlerini geliştirmeleri oldukça gereklidir:
“Araştırmalarımız gösteriyor ki; olağanüstü liderler, zayıf tarafları olmadığı için değil, aksine güçlü yönlerini belirgin bir şekilde ortaya koyduklarında lider özelliğini kazanırlar. Liderlere bağlı olan çalışanların ve akranlarının değerlendirmelerine göre olağanüstü liderler belirgin güçlü yönlere sahipler, bizim araştırmalarımız da bu bulguları destekler nitelikte. Bir kişinin ne kadar çok güçlü yanı varsa, olağanüstü bir lider olarak algılanma ihtimali de o kadar artıyor. Liderlerin pozitif yönlerine odaklanıp bunları güçlü yön olacak şekilde geliştirmeleri çok etkindir. Zayıf yönlerini geliştirmeye çalışan liderler ‘iyi lider’ konumundan ‘olağanüstü lider’ konumuna geçemiyorlar. Eğer bir lider zayıf yanlarını tamir etmeye çalışmaktan ziyade güçlü yönlerine odaklanırsa, gelişimleri çok daha başarılı oluyor.”
Güçlü yönlerinizi parlattığınız ve gözler önüne serdiğiniz zaman, göreceli olarak zararsız olan zayıf yönleriniz güçlü yönlerinizin gölgesinde kalıyor. Burada önemli olan bir ya da birkaç liderlik yetkinliğinizde çok iyi olun, hatta olağanüstü iyi olun! Bu olağanüstü iyi olmayı hedeflediğiniz yetkinlikleri seçerken de güçlü yönlerinize bakarak seçim yapın. Aynı zamanda liderlik ettiğiniz kişilerin size duyacakları güveni artıracak yetkinlikler olmasına dikkat edin. Kişisel markanızı oluştururken bu olağanüstü iyi olduğunuz yetkinliklerinizi sürekli cilalayarak iletişimini yapın, güçlü yönlerinizi görünür kılın. Olağanüstü iyi olduğunuz bu yetkinlikler bulunmadığınız ortamlarda lider olarak nasıl anıldığınızı belirleyecektir!
8 – Çok iyi iletişim kurun:
Bir şey yapsanız da yapmasanız da, söyleseniz de söylemeseniz de, her anınızda, sadece oluşunuz ile hep çevrenizle iletişim halindesiniz ve çevrenize mesajlar veriyorsunuz.
Biliyorsunuz ki çok iyi iletişim kurmak için öncelikle çok iyi dinlemeniz gerekiyor. Başkalarını çok iyi anlamak için bilinçli bir şekilde çaba göstermeniz gerekiyor. Başkalarıyla ilgili varsayımlarınızı ve ön yargılarınızı fark edin, başkalarıyla ilgili edindiğiniz ilk izlenimin yanlış olabileceğini dikkate alın. Ön yargılarımız ve varsayımlarımız bazen farkında olmadan bazı davranışlarımızı tetikleyebiliyor. Başkalarına karşı adil olmayı prensip haline getirin, bu size duyulan güveni artıracaktır. Başkalarıyla özgün bir şekilde bağ kurmak için yukarıda yazdığım önerilerin hepsi iyi iletişim kurmak ve başkalarının size duyacağı güveni artırmak için önemli.
İletişimin size hizmet etmesi için başkaları üzerinde nasıl bir algı oluşturmak istediğinize odaklanmanız önemli. Sizin bulunmadığınız bir ortamda nasıl anılmak istiyorsunuz? Bunun tarifini net bir şekilde yaptıktan sonra kendinize bir iletişim planı oluşturun. Hangi güçlü yönlerinizi, liderlik yetkinliklerinizi, kim veya kimlere karşı daha görünür hale getirirseniz arzu ettiğiniz algıyı oluşturabilirsiniz, buna odaklanın. İletişiminizi hikayelerinizle zenginleştirin. İletişim fırsatları yaratın.
Lider olarak nasıl anılmak istediğinizi inşa etmek zaman ve emek isteyen bir süreç. Bu önerileri dikkate alarak kendi yolunuzu çizebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu yolculukta kendinize daima başkalarının gözüyle bakmak, yapaylıktan uzak durmak, içten ve gerçekçi olmaktır. Çünkü, unutmayalım ki, şair ve aktivist Maya Angelou’ nun dediği gibi: ‘’İnsanlar söylediklerinizi ve yaptıklarınızı unuturlar. Ancak onlara hissettirdiklerinizi asla unutmazlar.’’ Siz, insanların sizin yanınızda kendilerini güvende hissetmelerini sağlayın! Kendisine güven duyulan bir lider olarak anılın!