Değişmeyi Öğrenmek – Bölüm 3
Yazan: Cahide Akkuzu
Okuma süresi: yaklaşık 6 dakika
Bu yazı dizisinde değişime, yönetmemiz gereken bir zorluk olarak değil, bilinçli yaklaşıp değişmeyi öğrenebileceğimiz bir süreç olarak bakmayı öneriyorum. Değişim, aslında insanların yeni gerçekleriyle yüzleşirken ve onları içselleştirirken yaşadıkları 3 aşamalı bir geçiş sürecidir. William Bridges bu aşamaları bir kimlikten diğerine geçiş olarak Sonlar, Nötr Alan ve Başlangıçlar olarak isimlendiriyor. İlk bölümde sürecin birinci aşaması olan ‘Sonlar’ aşamasına odaklandık ve uygulayabileceğiniz taktiklere baktık. Yazıyı okumak için:
Değişim sürecinin başlaması ile sahip olduğunuz statüko bozulur. Kendimize yeni bir statüko oluşturana kadar bir ara dönemden geçeriz. İkinci bölümde ise bu bir kimlikten diğerine geçene kadar yaşadığımız, hiç yaşamak istemediğimiz ve belirsizlikler ile dolu bir ara dönem olan Nötr Alan’ a baktık. Yazıyı okumak için:
Bu bölümde ise bu üç aşamalı geçiş sürecinin son aşaması olan ‘Başlangıç’ sürecine odaklanıyorum. ‘Başlangıç’ ancak içsel bir değişim gerçekleştirebildiğimizde ve yeni bir kimliğe veya deneyime gerçekten girmeyi içsel olarak kabul ettiğimizde gerçekleşiyor. ‘Sonlar’ aşamasının beraberinde getirdiği kaybı sindirdikten sonra ve kendinize nötr alandaki belirsizliği aşmak için zaman verdiğinizde, başlı başına bir süreç olan ‘Başlangıçlar’ aşamasına geçmeye hazırsınız demektir.
“Tarihin akışını seyredip onun üzerine düşündükçe şunu anlayacağımızı bilmiyorlardı: Değişim önce ruhta başlar, sonra hayatlarımıza yansır.” – Franz Kafka
Bu yazının ilk bölümünde değişim ve geçiş sürecini, birbirlerine paralel ilerleyen iki farklı kavram olarak açıklamıştım. Değişim dışarıdan gelen bir faktör olabilir, geçiş süreci ise bu değişime yanıt olarak yaptığımız içsel değişiklikleri tanımlar. Aynı yaklaşım ‘Başlangıçlar’ için de geçerlidir. Bazı dış faktörlerin etkisiyle kendimizi ‘yeni koşullarımızın’ içinde bulabiliriz, şehir değiştirmiş olabiliriz, anne ya da baba olmuş olabiliriz, yeni bir işe başlamış olabiliriz ya da beklenmedik şekilde bir kayıp yaşamış olabiliriz. Kendimizi yeni koşulların içinde bulmak, ‘Başlangıçlar’ sürecini tamamladığımızı göstermez. Henüz yolun öbür tarafına içsel olarak geçmiş değilizdir. ‘Başlangıçlar’ ancak ‘Nötr Alan’ daki sürecimizi tamamladıktan sonra, yani değişim sürecindeki kayıplarımızı tam olarak kabullendikten sonra başlayabilen bir süreçtir. ‘Başlangıçlar sürecine girdiğimizde artık yeni koşullarımızda içimize sinen bir kurgu üzerinde çalışırız. Yeni kimliğimizi içselleştiririz.
“Bizi bekleyen hayatı kabul edebilmemiz için, planladığımız hayattan vazgeçmemiz gerekir.” – Joseph Campbell
Bu süreç çok lineer olmayabilir. ‘Başlangıçlar’ aşamasına vardığımızda karışık duygular içinde olabiliriz. Kısa bir süre önce ‘Nötr Alan’ ın inişli çıkışlı hallerini yaşadıktan sonra, içsel olarak yeni başlangıcımıza varmış olmak bir rahatlama gibi gelse de bizim için hala zorlu bir süreç olabilir. ‘Nötr Alan’ da hala farklı seçeneklerimiz vardı, ama şimdi artık kendimize seçtiğimiz yolda kararlılıkla ilerlememiz gerekiyor. Zaman zaman eski hatıralarımız ve kayıplarımız aklımıza gelebilir. Geride bıraktığımız vedalaştığımız eski kimliğimizi özleyebiliriz, duygularımızı kontrol etmek kolay değildir. Ayrıca yeni bir başlangıç her zaman beraberinde daha fazla risk almayı da getirir. Ne zaman yeni bir işe girişsek, bunun nasıl gelişeceğini, altından kalkıp kalkamayacağımızı veya bu yeni kimliğe, sorumluluklara veya yaşam tarzına nasıl uyum sağlayacağımızı bilmiyoruz.
Yeni başlangıçların tüm bu inişli çıkışlı yönlerini sihirli bir şekilde ortadan kaldırmanın bir sırrı yoktur. Yeni kimliğinize geçiş sürecinizi desteklemek ve kolaylaştırabilmek için neler yapabileceğinize bakalım.
Bir kere, üç aşamalı geçiş sürecinin hangi aşamasında olduğunuzu dürüstlükle değerlendirin. Yeni bir başlangıca hazır mısınız, yoksa sadece ‘Nötr Alan’ daki inişli çıkışlı süreci aceleye getirip, kendinize hazmetmek ve değerlendirmek için yeterince zaman vermeden, belirsizliklerden kaçmaya mi çalışıyorsunuz? Yeni bir fikirden hoşlanma duygusu, yeni bir deneyime karşı bir ilgi veya merak, veya yeni bir şeye içsel bir çağrı duyuyorsanız, bunlar yeni bir başlangıca hazır olduğunuzun işaretleri olabilir. Eğer ki, kendinizi yeni bir başlangıca hazır hissediyorsanız, o geçiş anını da aceleye getirmeyin! Yeni bir başlangıcın değişimi bir gecede gerçekleşmez.
Artık, yeni gerçekliğinizi, yeni kimliğinizi hayal etme zamanı gelmiştir! Bu yeni başlangıçla ilgili hedeflerinizi oluşturun, hatta görselleştirin. Bunlara ulaştığınızda kendinizi nasıl hissedeceğinizi tarif edin. Bu yeni hayalinizi gerçekleştirmek için geleceğinize dönük kendinize yatırım yapmaya başlayın. Yatırım yaparken de bilin ki sıfır noktasından başlamıyorsunuz. Yeni hedefinize doğru giderken bugün başlangıç noktanızı detaylı bir şekilde tanımlayın.
Deneyimleriniz: Hayatınızın her alanı ile ilgili bugüne kadar edindiğiniz tüm deneyimleri ve bunlardan edindiğinizi öğrenimleri yazın. Hem başarı hem de başarısızlıkla sonuçlanmış deneyimleri dikkate alın. İş, özel yaşamınız, hobileriniz, yaptığınız projeler vb., her şeyi dikkate alın. Bu pek kolay olmayabilir, ama kendinize zaman verin, aklınıza geldikçe bu listeye eklemeler yapın.
Yetkinlikleriniz: Yukarıdaki listeye baktığınızda özellikle kuvvetli yetkinliklerinizin neler olduğunu tespit edin. Neyi iyi yapıyorsunuz? Deneyimlerinizden hangi kaslarınız kuvvetlenmiş? Başarılarınızda hangi kuvvetli kaslarınızdan faydalanmışsınız?
Kaynaklarınız: Kaynaklarınızın neler olduğunu listeleyin. Kaynaklarınız elbette bir yandan deneyimleriniz ve yetkinliklerinizdir. Diğer taraftan da yıllar içinde biriktirmiş olduğunuz başka kaynaklarınız olduğunu da fark edeceksiniz. Örneğin, networkünüz ve tanıdığınız ulaşabileceğiniz kişiler. Okul arkadaşlarınız, akrabalarınız, eski ve yeni iş arkadaşlarınız, iş yaptığınız kişiler vb. Bu kaynaklarınızı da listeleyin.
Yeni kimliğinize giderken bugün başlangıç noktanızı bu şekilde detaylandırdığınız zaman ne kadar zengin bir zeminden başladığınızı fark edeceksiniz. Bu çalışmayı yapmak vaktinizi alabilir, hatta kendinize vakit verip mümkün olduğu kadar detaylı yazmanızı tavsiye ederim, buna değeceğini göreceksiniz.
Çok değerli bulduğum yaklaşımlardan bir tanesi ünlü yazar ve CEO koçu olan Marshall Goldsmith’ den geliyor. Okumayanlarınız için mutlaka önereceğim kitabı ‘What Got You Here, Won’t Get You There’, Türkçeye ‘İş Dünyasında Zirveye Giden Yol’ olarak çevrilmiş. Geleceği tasarlamak ve yaratmak olarak tarif ettiği modeli hem kişisel hem de takım olarak kullanmak mümkün. Yeni başlangıçlarda yeni kimliğimizi ve hayallerimizi görselleştirip netleştirdikten sonra, bu modeli kullanarak sizi bu yeni kimliğinize götürecek kararları netleştirebilirsiniz:
Yarat: Bugün var olmayan neleri yeniden yaratmanız, oluşturmanız gerekiyor? Bunlar yeni yetkinlikler olabilir, yeni bir çevre olabilir, ülke değiştirdiyseniz yeni bir dil öğrenmek olabilir, belki yeni beslenme alışkanlıkları edinmek olabilir, yeni bir işin gerektirdiği yeni bir yaklaşımı benimsemek olabilir.
Koru: Size yeni kimliğinizde fayda sağlayacak, zaten var olan yetkinlikleriniz, alışkanlıklarınız neler? İşinize yarayacak korumak hatta daha da geliştirmek istediğiniz kuvvetli yönlerinizi tespit edin. Zaten var olan neleri koruyup geliştirmek istiyorsunuz. Bunları tespit ettiğiniz zaman yeni kimliğinize giden yolda kaldıraç olarak kullanabileceğiniz yönlerinizi fark edeceksiniz. Özellikle de kuvvetli yönlerinizi etkin kullanarak hayallerinizi gerçekleştirmek için sağlam bir zemine sahip olduğunuzu tespit edebilirsiniz.
Kaldır: Yeni başlangıcınızı hayata geçirmek için yolunuzu tıkayan engellerinizi tespit edin. Neleri artık hayatınızdan çıkarmanız ve vedalaşmanız gerekiyor. Neleri artık yapmamanız gerekiyor. Terfi ettiyseniz ve mesai arkadaşlarınızın artık yöneticisi konumundaysanız, belki onlarla belli konularda daha dikkatli iletişim kurmanız gerekecektir. Maddi bir kayıp yaşadıysanız, belki bazı para harcama alışkanlıklarını hayatınızdan çıkarmanız gerekecek. Anne veya baba olduysanız, belki bağımsız bireysel kararlar vermeyi hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Bir sağlık problemi yaşıyorsanız belki bazı gıdaları hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor.
Kabullen: Yeni kimliğinizi içselleştirmek ve hayata geçirmek için bazen de bazı şeyleri kabullenmek gerekiyor. Belki bazı kişilerle artık görüşmemeyi kabullenmeniz gerekir, belki bazı kişilerin sizin kararlarınızı eleştirmesini kabullenmeniz gerekir, belki bazı şeylere artık sahip olmamayı kabullenmeniz gerekir.
Yeni başlangıcınızı yaparken yeni kimliğinizde nasıl bir iletişim diline sahip olmak istediğinizi tespit edin. Hem kendinize karşı, hem de başkalarıyla iletişimde hangi sözleri kullanmak istediğinizi tespit edin. Bunun önemini İngiliz yazar Charles Reade şu ünlü sözleriyle çok güzel ifade etmiş:
‘Düşüncelerinize dikkat edin, düşünceleriniz, sözlerinize dönüşür.
Sözlerinize dikkat edin, sözleriniz, eylemlerinize dönüşür.
Eylemlerinize dikkat edin, eylemleriniz, alışkanlıklarınıza dönüşür.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız, karakterinizi oluşturur.
Karakterinize dikkat edin, çünkü karakteriniz, kaderiniz olur.’
Bazen düşüncelerimizi yakalamak çok zor olabiliyor. Ama yeni başlangıcınızı destekleyecek, yeni kimliğinize uygun sözleri tespit edebilirsiniz. Daha çok söylemek istediğiniz sözleri ve cümleleri tespit edin. Bunları kullanmayı alışkanlık haline getirip Charles Read’ in tarif ettiği şekilde kendi geleceğinizi kendi kontrolünüze almayı destekleyin.
Ünlü yazar Seth Godin’in son kitabı ‘The Practice: Shipping Creative Work’ şu cümleyle başlıyor: ‘The magic of the creative process is that there is no magic’. Bunu Türkçe’ ye ‘Yaratıcı süreçlerdeki sihir, bu süreçlerde sihir olmamasıdır’şeklinde çevirebiliriz. Burada yaratıcı süreç olarak isimlendirdiği şeyi her türlü iş olarak yorumlayabiliriz. Kitabındaki ana mesaj şudur; bir şeyi iyi yapabilmek istiyorsanız kararlılıkla, tutarlı bir şekilde o işi sürekli yapmalısınız. İyi yemek pişirmek istiyorsanız, her gün pişireceksiniz. Bir sabah uyanıp ‘Canım bugün istemiyor.’ deme şansınız yok, yine pişireceksiniz. Kendinize koyduğunuz yeni hedefinize, yeni başlangıcınıza, yeni kimliğinize giden yolda da kararlı ve tutarlı bir şekilde her gün ilerlemeniz, yapacağınızı söylediğinizi şeyi her gün yapmanız, kendinize verdiğiniz sözleri tutmanız önemli. Bazen canımız istemez, erteleme duygusu ağır basar, kaynatır gideriz, ta ki ilk adımı atıp yapmaya başlayana kadar. Her sabah tekrar tekrar o ilk adımı atın. Bunun ödülü olarak kendiniz gün boyu takdir edin!
Değişim süreçlerinin kurbanı olmak yerine süreci elimize alıp değişmeyi öğrenmek üzerine yazmış olduğum üç bölümlük yazı dizisinin sonuna geldik. Değişimin, bir kıyafeti çıkarıp başka bir kıyafet giymek gibi kolay bir geçiş olmadığını, üç aşamalı psikolojik bir süreç olduğunu anlattım. Bu üç aşamalı süreçte en önemlisi her bir aşamasını aceleye getirmeden içinize sindirerek ilerlemenizdir. Geç kaldım, bir an önce, gibi bir zaman baskısından kendinizi kurtarın. Hiç bir şey için geç kalınmış değildir. Kendinizin en iyi arkadaşı olun, ve kendinize zaman verin, kendinizden daha değerli bir şey yok!
“Apple’dan kovulmak başıma gelen en iyi şeylerden biriydi. Başarılı olma baskısıyla yeniden acemi olmanın hafifliği yer değiştirdi. Kovulmak hayatımın en yaratıcı periyotlarından birine girmemi sağladı.” – Steve Jobbs
Kaynaklar:
Transitions: Making Sense of Life’s Changes – William Bridges
‘What Got You Here, Won’t Get You There’ (İş Dünyasında Zirveye Giden Yol) – Marshall Goldsmith
The Practice: Shipping Creative Work – Seth Godin