Ergen Yetişkinler ve Ergen Liderler – Bölüm 2

Ergen Yetişkinler ve Ergen Liderler – Bölüm 2

Yazan: Cahide Akkuzu

Okuma süresi: yaklaşık 6 dakika

Bu yazının birinci bölümünde Robert Kegan’ ın Yetişkin Gelişim Teorisi’ nde bulunan evreleri inceledik ve maalesef bir çok yetişkinin ergenlik özelliklerini de içeren sosyal zihin yapısı evresinden öteye gelişemediğini tespit ettik. Yetişkin olarak gelişmenin kişinin yaşından ve IQ’ sundan bağımsız olarak karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz yapma yeteneğini kullanarak kendi referans çerçevesini belirlemesi ve gerektiğinde sorgulaması ile gerçekleşebildiğini gördük. Bu yazının birinci bölümüne bu linkten ulaşabilirsiniz:

LİNK

Ülkemizdeki üniversite mezunu yetişkinlerin çoğunun ergenlik evresi ve sosyal zihin yapısı evresi kümesinde olduğunu düşünüyorum.  Daha fazla bilgi sahibi olmak, daha fazla diploma almak, daha fazla para kazanmak yetişkin olarak gelişmemizi sağlamıyor. Biz yetişkinler olarak kendi gelişimimizi sağlayamazsak yetiştirdiğimiz çocuklarımız da gelişim evrelerinde bizim gibi takılıp kalacaklar. Liderler olarak sorumluluğumuzu üstlenip gelişim evrelerinde ilerleyemezsek bir müddet sonra şirketimizin sürdürülebilir bir şekilde rekabet gücünü sağlayamadığımız için sistemin dışına itileceğiz.

Bu yazıda yetişkin olarak gelişmek için ve bu gelişimi sürdürmek için neler yapabileceğimize bakacağız. Yazının birinci bölümünde detaylı açıkladığım ‘Dönüşüm’ ve ‘Özne – Nesne İlişkisi (Subject – Object Relationship)’ kavramları işte burada devreye giriyor. Özet olarak ‘Dönüşüm’dünyayı bilme ve anlamlandırma şeklimizi bir üst versiyona çıkarmak anlamına geliyor, ‘Özne – Nesne İlişkisi’ ise  kişilik özelliklerimize, duygularımıza, düşüncelerimize, görüşlerimize ve inançlarımıza dışarıdan bir nesne gibi bakarak bilinçli tutum ve davranışlarımızı seçebilmemiz anlamına geliyor. Yetişkin olarak gelişmek için bu iki kavramdan faydalanarak öncelikle kendimiz ile ilgili gerçekçi teşhislerde bulunmamız gerekiyor. Bir başka deyişle, dünyayı bildiğimiz ve anlamlandırdığımız bakış açımızı mercek altına almamız gerekiyor.

Ergen yetişkin veya ergen bir lider olarak sosyal zihin yapısının ötesine geçmek Kegan’ ın ‘Self-Authoring Mind’ evresi olarak adlandırdığı ve bu yazıda ‘Gelişmiş Zihin Yapısı’ olarak çevirdiğim evreye geçiş yapmaktır. Bunun için öncelikle ‘Self-Authorship’ kavramına bakalım. Miami Üniversitesi Profesörü Marcia Baxter Magolda’ nın yetişkin gelişimi üzerine yaptığı araştırmalara dayanan bir çok kitabı ve yayını var, son kitabı ‘Authoring Your Life: Developing an Internal Voice to Navigate Life’s Challenges’ı özellikle tavsiye ederim. Marcia Baxter Magolda ‘Self-Authorship’ kavramının üç temel bileşenini şu şekilde tanımlıyor:

  1. Kişinin kendini bilme hali, kendisiyle ilgili inançları ve değerleri, başkalarının görüşlerinden ve düşüncelerinden etkilenmeden oluşturduğu kendi içsel referansı.
  2. Kişinin kendisiyle olan ilişkisi, davranışlarının değerleri ile örtüşmesi, kendisine ‘Ben kimim?’ diye sorduğunda verdiği kendisini tanımlayan cevapları.
  3. Kişinin sosyal ilişkilerine dair referansı, başkalarıyla nasıl ilişkiler içinde olmak istediği ile ilgili tanımları.

Self-authorship kişinin bu üç temel kavram çerçevesinde kendisini bilmesi ve olmak istediği hali dış referanslardan bağımsız olarak tanımlamasıdır. Yani, kendi olmak istediği halinin yazarı veya yaratıcı olmasıdır. Bunu gerçekleştirmek için kendi işletim sistemini bir üst versiyona çıkaracak iç otoriteye sahip olması ve yukarıda bahsetmiş olduğum ‘Dönüşüm’ü sağlayarak gelişmesidir. Bu hiç de kolay bir süreç değil. Tam da burada Kegan’ ın yine yukarıda bahsettiğim  ‘Özne – Nesne İlişkisi’ devreye giriyor. Kişi bu gelişimi ancak kendi kişilik özelliklerini, duygularını, düşüncelerini, görüşlerini ve inançlarını dışarıdan bir nesne olarak incelediğinde gerçekleştirebilir.

Gelişmenin en önemli aşamalarından bir tanesi kendi düşüncelerimiz ve görüşlerimiz ile başkalarının görüşlerini ayırt etmektir. Odağımızı değiştirmemiz gerekiyor. Başka kişilerin bizim hakkımızda ve başka olaylar hakkındaki görüşlerini düşünmeyi bir kenara bırakarak, kendi düşüncelerimiz ve görüşlerimiz konusunda netlik oluşturmaya odaklanmamız gerekiyor. Bunun da tek yolu kendi düşüncelerimizi merakla incelememiz ve bulgularımız üzerine tarafsızca kafa yormamızdır. Kendimiz hakkında netliğe ulaşmak için kendimize soru sorarak kendimize dışarıdan bir nesne olarak bakmamız gerekiyor, ancak o zaman kendimizi bir parça daha bilmeye başlıyoruz.

Kavramlara baktık, hadi gelin şimdi ergenlik özelliklerini de içeren sosyal zihin yapısı evresinin ötesine geçip ‘Gelişmiş Zihin Yapısı’ na doğru ilerlemek amacıyla kendi referans çerçevemizi oluşturmak için neler yapabileceğimize örnekleriyle bakalım.

  1. Aşama: Görüşlerimiz ve düşüncelerimiz konusunda netlik sağlamak.

Öncelikle görüşlerimiz ve bu görüşlerimizin dayanağı olan düşüncelerimiz ve inançlarımız konusunda netlik sağlamamız gerekiyor. Liderlikle ilgili bir örnek üzerinden ilerleyelim. Stephen Covey’ in ünlü sözü: ‘Liderlik bir seçimdir,  bir pozisyon değildir’hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sözü doğru olarak mı kabul ediyorsunuz, yoksa farklı mı düşünüyorsunuz? Neden? Nedeninizi açıklarken liderlik ile ilgili inançlarınızı ve değerlerinizi açıklayın, kendinizden ve çevrenizden örnekler verin. Liderlik tanımınızı yapın. Bu tanımı hangi dayanağa göre oluşturduğunuzu açıklayın. Kendi değerleriniz ile örtüşen bir liderlik sergilediğinizi nasıl anlarsınız? Konuyla ilgili pek çok soru eklemek mümkün. Önemli olan konuyla ilgili kendi referans çerçevenizi dışardan gözlemlemeniz, görüşlerinizi ve bu görüşlerinizin dayanağı olan düşüncelerinizi, inançlarınızı ve değerlerinizi ortaya koymanız ve merakla incelemeniz. Görüşlerinizin dayanağını incelerken gerçekten bu görüş size mi ait, yoksa öğrenilmiş bir kalıp olabilir mi diye tarafsızca bir nesneye bakar gibi bakıp inceleyin.

Bu aşama yukarıda bahsettiğim ‘Self-Authorship’ kavramının kendini bilme tanımını kapsıyor. Kendimizi bilme konusunda hayatımızın her alanı ile ilgili benzer bir yaklaşım ile görüşlerimizi ve düşüncelerimizi sorgulayarak mercek altına alabiliriz ve onları birer nesne gibi inceleyerek netlik kazanabiliriz. Alıştırma yapmak için aşağıdaki konular üzerinde benzer yaklaşımla netlik kazanmaya çalışabilirsiniz:

  • İyi bir yönetim ekibinin özellikleri nedir? Neden?
  • Başarısız bir ekip arkadaşım ile ilgili adil bir süreç izlediğimi nasıl anlarım? Neden?
  • ‘Yüksek karlılık büyük risk almayı gerektirir’ cümlesi konusunda ne düşünüyorum. Neden?
  • Dürüstlük konusundaki kriterim nedir? Neden?
  • Yetenek doğuştan mı gelir yoksa geliştirilebilir mi? Bu konudaki görüşüm nedir? Neden?
  • Benim için iyi bir aile ilişkisinin tanımı nedir? Göstergesi nedir?
  • ‘Sevgi fedakarlık ister’ cümlesi konusunda ne düşünüyorum? Neden?

Listeyi bu şekilde uzatmak mümkün. Yetişkin olarak gelişimimizi sağlamak için kendimizle ilgili, yani görüşlerimizin dayanağı olan düşüncelerimiz ve inançlarımız ile ilgili netlik sağlamamız şart.

  1. Aşama: Ne istediğimizi belirlemek.

Bu aşama ‘Self-Authorship’ kavramının diğer iki tanımını kapsıyor, yani kişinin kendisiyle ilgili ilişkisi ve sosyal ilişkilere dair referansı ile ilgili kısmı kapsıyor. Bu aşamada ne istediğimizi belirliyoruz ve bunu etrafımızda bizim için önemli olan kişilere çok net ifadelerle aktarıyoruz.

Ne istediğimizi belirlerken gerçekten kendi isteğimiz mi yoksa acaba başkalarının bizden istediklerini mi kendi isteğimiz olarak görüyoruz ayrımını yapmak önemli. Farkında olmadan çocuğumuz, patronumuz, iş arkadaşlarımız veya aile büyüklerimizin isteklerini yerine getiriyor olabiliriz. Bu eylemleri kendi istek ve değerlerimiz ile örtüştüğü için değil, suçluluk duymamak için yapıyor olabiliriz. Gelişmenin bu aşaması eylemlerimizi ‘başkaları benden ne istiyor’ otopilotundan çıkarıp ‘ben ne istiyorum’ ile ilgili bilinçli karar alıp sorumluluk üstlenmekten geçiyor.

Yukarıdaki örneklerden bir tanesini ele alalım. İyi bir yönetim ekibinin özellikleri nedir? Neden? Bu konuda birinci aşamada tarif ettiğim sorgulamanızı yapıp kendi görüş ve düşünceleriniz konusunda netlik sağlayıp, örnek olarak şöyle bir sonuca varmış olabilirisiniz: ‘İyi bir yönetim ekibinin özelliklerinden bir tanesi ekibin bir birine etkin geri bildirim vermesidir’. Neden kısmında ise bir çok gerekçe sayabilirsiniz, belki siz kendiniz daha önce aldığınız geri bildirimlerle kendi gelişiminizi sağladınız, ya da geri bildirim vermeyen bir ekipte bulundunuz ve bu sebeple somut olumsuz bir deneyim yaşadınız, veya geri bildirim sizin kendinizi ve başkalarını geliştirme konusunda sorumluluk üstlenme değeriniz ile örtüşüyor gibi gerekçeler sayabilirsiniz.

Bu örnekte ‘Peki ben ne istiyorum?’ olarak şu tarifleri yapıyor olabilirsiniz:

  • ‘Olumlu yönlerim ve gelişime açık yönlerim konusunda ve bunların ekip üzerindeki etkisi konusunda geri bildirim alarak bunları değerlendirmek ve kendimi geliştirmek istiyorum’.
  • ‘Ekibin birbirine olumlu yönleri ve gelişime açık yönleri konusunda geri bildirim vermesini ve bu şekilde birbirlerinin gelişimine katkı yapmalarını istiyorum’.

Bu örnekten ilerlersek, başkalarından da net bir şekilde şu talepleri yapıyor olabilirsiniz:

  • ‘Bana daha fazla geri bildirim vermeni istiyorum’ yerine ‘bir davranışımın ekip üzerinde olumsuz etki yarattığını gördüğün zaman aynı gün içinde bana geri bildirim vermeni istiyorum’. Ya da ‘Aylık toplantılarımızın ilk 10 dakikasında senden gözlemlediğin olumlu yönlerim ve gelişime açık yönlerim konusunda geri bildirim vermeni istiyorum’.
  • Yönetim ekibinin lideri olarak ekibinize ‘‘Birbirinize daha fazla geri bildirim vermenizi istiyorum’ yerine ‘Her birinizin diğer her bir ekip arkadaşınıza ayda en az bir kez yüz yüze geri bildirim vermesini istiyorum. Bu geri bildirim hem kişinin takıma katkı yapan olumlu özelliklerini kapsasın, hem de en az bir tane kişinin takıma daha çok katkı yapmasını destekleyecek bir gelişim alanını kapsasın.’

Tarif cümleleri biraz uzun oldu, ama özellikle vurgulamak istediğim şey netlik burada. Kişi hem kendi isteği konusunda çok net, hem de karşı taraftan ne istediği konusunda net, bu cümleyi duyan kişi de kendisinden ne beklendiğini net anlıyor, yoruma yer yok. Dolayısıyla, görüyoruz ki Gelişmiş Zihin Yapısı evresine geçmiş kişi kendi istekleri konusunda çok net, istekleri kapsamında ilişkilerini nasıl şekillendirmek istediği konusunda net ve bunu önemsediği kişilere net ifade etme sorumluluğunu üstleniyor.

  1. Aşama: İsteklerimizin dayanağı olan sebeplerimizi anlamak.

Gerçekten ne istediğimizi anlamak için sebebimizi iyi anlamamız gerekiyor. Neden istediğimiz şeyi istediğimizi bilmemiz gerekiyor. Sebebimiz hayal ettiğimiz olmak istediğim kişi olmak olabilir. Sebebimiz arzu etmediğimiz bir duyguyu yaşamamak olabilir, örneğin suçluluk, belirsizlik, küçümsenme gibi. Yukarıdaki örnekte geri bildirim almak isteyen yöneticinin bunu isteme sebebi her ikisi de olabilir. Sebebi geri bildirim ile kendisini geliştirerek hayalini kurduğu olmak istediği lider özelliklerine ulaşmak ve bu konuda sahip olduğu değerleri hayata geçirmek olabilir. Ya da olası liderlik hatalarında sorumluluk duyduğu insanlara karşı duyacağı suçluluk duygusunu yaşamamak olabilir.

İstekleriniz hangi sebeplere dayanıyor? Bu sebepler kendinizle ilgili hayalinizi gerçekleştirmekle ilgili sebepler mi çoğunlukta, yoksa arzu etmediğiniz bir duyguyu yaşamamak için mi? En önemlisi de isteklerinizin daha çok hangi sebeplere dayanmasını istiyorsunuz? Neden? Artık öğrendiniz, Kegan’ ın ‘Özne – Nesne İlişkisi’ni kullanarak isteklerinizi mercek altına alıp merakla birer nesne gibi inceleyip bu soruların cevaplarını bulabilirsiniz.

Buraya kadar örnekleriyle beraber ‘Gelişmiş Zihin Yapısı’ na geçmek için kendi hikayemizi yazma yani ‘Self-Authorship’ kısmını inceledik. Kısacası ne düşündüğümüzü bulmak, buna dayanarak ne istediğimizi ve neden istediğimizi tespit etme aşamalarından bahsettim. Peki bunları nasıl hayata geçireceğiz? Birer ergen yetişkin veya ergen lider olmaktan çıkıp nasıl gerçek bir yetişkin olma yolunda davranışlarımızı değiştireceğiz?

Her anımızda bir seçim yapıyoruz. Bir şeye evet deyip onu seçtiğim anda, başka bir şeye de hayır demiş oluyorum. Bu seçimleri bazen bilinçli yapıyoruz, çoğu zaman da otopilotta alışkanlıktan yapıyoruz. ‘Gelişmiş Zihin Yapısı’na doğru birer yetişkin olarak gelişmek için yukarıda kendimiz için belirlediğimiz isteklerimiz ve değerlerimiz ile örtüşen seçimler yapmamız gerekiyor. Bu yönde yaptığımız her seçim bizi bir parça da ergenlikten çıkarıp gerçek bir yetişkin yapacak, gerçek otantik kişiliğimizin ortaya çıkıp ifade bulmasına alan açacak.

İsteklerimiz ve seçimlerimiz arasında çoğu zaman çok sinsi bir uçurum var. Takımın içinde güvene dayalı ilişkiler olsun istiyoruz, ama kişilere onlar hakkında ne düşündüğümüzü net, açık ve yapıcı bir şekilde iletme seçimini yapıyor muyuz? Çocuğumuzun sorumluluk sahibi bir birey olarak yetişmesini istiyoruz, ama kararlarına ne kadar müdahale etmeyi seçiyoruz acaba? İsteklerimiz ve değerlerimiz ile örtüşen seçimler yapmak hiç de kolay değil. Kendimizi bilme, isteklerimizi ve bunların sebeplerini bilme konusunda netlik kazandığımız andan itibaren ciddi bir eşiğe gelmiş oluyoruz. Eşiğin öbür tarafını çok net görmeye başlıyoruz. Küçük küçük eşiği atlayabiliriz. Küçük küçük örneklerle pratikler yaparak istek ve değerlerimiz ile örtüşen seçimler yapabiliriz. Başardıkça buna yeni örnekler ekleyebiliriz. Yetişkin yaşımızda gelişim evrelerinde ilerlemek sabırla pratik yapmaktan geçiyor. Sabırla bilinçli seçimler yaptığımız örneklerimizi çoğaltmaktan geçiyor. Bir bakıyoruz ki ciddi bir şekilde eşikleri atlamışız. Yapabiliriz!

 

Kaynaklar:

Marcia Baxter Magolda: ‘Authoring Your Life: Developing an Internal Voice to Navigate Life’s Challenges’

Robert Kegan’ ın tüm kitaplarını öneririm, özellikle:

Immunity to Change

Everyone Culture

In Over Our Heads

social position

Bu gönderiyi paylaş