Ergen Yetişkinler ve Ergen Liderler – Bölüm 1
Yazan: Cahide Akkuzu
Okuma süresi: yaklaşık 6 dakika
Harvard Üniversitesi ünlü profesörlerinden Robert Kegan 30 yılı aşkın süredir yetişkinlerin karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz yapma kapasitesinin gelişimi üzerine araştırmalar yapmış. Üniversite mezunu Amerikalı yetişkinlerin % 58’ inin psikolojik olarak ergen gelişim evresinde yaşadığı gerçeğini ortaya koymuş. Bu evreye “sosyal zihin” diyor, yaş ile bağlantısı yok. Kegan, bu kişileri, kendi kimliklerini grup normlarını temel alarak belirleyen ve farklı bakış açılarını görmekte ve anlamakta zorlanan kişiler olarak tanımlıyor. Fiziksel olarak büyümek ve yaş almak aynı zamanda zihinsel, duygusal ve ruhsal gelişim anlamına gelmiyor. Bunları okuyunca acaba ülkemizdeki yetişkinlerde durum nedir diye kara kara düşünmekten kendimi alamadım. Özellikle de şirketlerde sorumluluk üstlenen kişilerde ve liderlerdeki durumu incelemek ilgimi çekiyor.
Çocukların farklı gelişim evrelerine aşinalığımız var. Ama yetişkinler olarak nerede olduğumuzu ve nerede olmak istediğimizi anlamamıza yardımcı olacak yetişkin gelişimi üzerine çalışmalar oldukça yeni. İşte burada Robert Kegan’ın Yetişkin Gelişimi Teorisi devreye giriyor. Bu teori, tıpkı çocuklar gibi, yetişkinlerin 5 farklı gelişim evresinden geçtiğini gösteriyor. “Yetişkin” olmak, bağımsız bir benlik duygusu geliştirmek, bilgelik ve sosyal olgunluk ile ilgili özellikleri kazanmak demektir. Daha fazla farkında olmak, kendimizi tanımak, davranışlarımızı kontrol altına almak, ilişkilerimizi ve bizi etkileyen sosyal faktörleri giderek daha iyi tanımak ve daha iyi yönetmek anlamına geliyor. Yetişkin olarak gelişmek ise kişinin yaşı ve IQ’ sundan bağımsız olarak bahsetmiş olduğum bu karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz yapma kapasitesini ne kadar geliştirebildiğini gösteriyor. Kegan bunu ‘Mental Complexity’ olarak adlandırıyor.
Teoriye girmeden önce 2 tane temel kavramdan bahsetmek istiyorum.
Dönüşüm:
Yetişkin olmak sadece yaptığımız işte daha iyi olmak, daha fazla bilgi ve beceri kazanmak veya yeni şeyler öğrenmek anlamına gelmiyor. Yetişkin olarak gelişim evrelerinde ilerlemek için dünyayı bilme ve anlamlandırma şeklimizi dönüştürmemiz gerekiyor. Yani, işletim sistemimizi daha yüksek versiyonlara çıkarmamız gerekiyor ki karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz yapma yeteneğimizle ergenlikten çıkarak olgunlaşalım. Bazen de başımıza gelen olumsuz olaylar hayatla ilgili yeni deneyimler edinmemizi sağlıyor ve yetişkin olarak bu anlamda gelişmemiz için katalizör olabiliyor.
Özne – Nesne İlişkisi (Subject – Object Relationship):
Bu kavram dünyayı bilme ve anlamlandırma şeklimizi ifade ediyor. Bir şeyin öznesi olduğumuzda kimliğimizi sahip olduğumuz kişilik özelliklerimiz, duygu ve düşüncelerimiz, görüşlerimiz, inançlarımız ve varsayımlarımız ile özdeşleştiriyoruz. Ben asabiyim, ben çalışkanım, ben mükemmeliyetçiyim, her işi daha ilk seferinde mükemmel yaparsam takdir edilirim ve başarılı olurum, gibi örnekler sayabilirim. Bu şekilde kimliğimizi özdeşleştirdiğimiz bu dünyayı bilme ve anlamlandırma halimiz farkında olmadan çeşitli davranışlarda bulunmamızı sağlıyor, farkında olmadan bizi yönetiyor ve bize hükmediyor. Bir çeşit otopilotta oluyoruz.
Bir şeye nesne olarak baktığımızda kimliğimizi o şey ile özdeşleştirmek yerine o şeye dışardan bakarak o şey hakkındakonuşup fikir yürütebiliyoruz. Kendimize dışardan bakıp, ‘ben haksızlığa uğradığımı düşündüğüm zamanlarda asabileşen bir kişiyim’ veya ‘daha ilk seferinde mükemmel yaparsam takdir edileceğime ve başarılı olacağıma inanan bir kişiyim’ diyebiliriz. Bunun kimliğimiz değil, sadece bir kişilik özelliğimiz veya sahip olduğumuz bir inanç olduğunu tespit ettiğimiz zaman, farkında olmadan davranışlarımıza hükmetmesinden kendimizi kurtarabiliriz. Ancak o şey, yani kişilik özelliklerimiz, duygularımız, düşüncelerimiz, görüşlerimiz ve inançlarımız, hakkındakonuştuğumuz zaman objektif ve çok boyutlu bir değerlendirme yaparak sorgulama imkanına sahip olabiliyoruz, bunun sonucunda otopilottan çıkıp bilinçli tutum ve davranışlarda bulunmayı seçebiliyoruz.
Yetişkin olarak gelişmek için bu iki kavram çok önemli. Ergenlikten yetişkinliğe nasıl geçiş yapacağımıza bakarken bu iki kavramdan faydalanacağız.
Kegan’ ın Yetişkin Gelişim Teorisi 5 farklı zihinsel gelişim evresine işaret ediyor:
- Evre – Dürtüleriyle yönetilen zihin (Impulsive Mind)
- Evre – Kendi isteklerine odaklı zihin (Imperial Mind)
- Evre – Sosyal zihin (Socialized Mind)
- Evre – Gelişmiş zihin (Self-Authoring Mind)
- Evre – Kendini dönüştüren zihin (Self-Transforming Mind)
Birinci evre daha çok çocuk yaşlarda karşımıza çıkıyor. Bu yazımızda yetişkinlerde gözlemlediğimiz diğer evrelere odaklanacağız. Yetişkin olarak çoğu zaman burada yer alan evrelerin arasında geçiş aşamalarında yer alabiliyoruz. Ya da bazı kişiler ve ortamlarda farklı yetişkinlik evrelerinin özelliklerini gösteriyoruz. Birazdan bu yetişkinlik evrelerinin özelliklerini okurken kendiniz ile ilgili tespitler yapmaya çalışın. Hangi durum, ortam veya kişilerle birlikte olduğunuzda hangi yetişkinlik evresinin özelliklerini gösteriyorsunuz? Kendiniz hakkındabu tespitleri yaptığınız zaman bu yetişkinlik özelliğiniz ile özdeşleşmek yerine bu özelliğiniz hakkındaobjektif ve çok boyutlu bir değerlendirme ve sorgulama yapma imkanına sahip olabileceksiniz.
- Evre – Kendi isteklerine odaklı zihin (Imperial Mind)
Bu evre daha çok ergen yaşlarda olan kişilerin özelliklerini tarif etse de çevremizde gördüğümüz bazı yetişkinlerde bu özellikleri kolayca gözlemleyebiliyoruz.
Bu gelişmişlik seviyesinden dünyayı bilen ve anlamlandıran ergen ve yetişkinler için ilişkiler işlevseldir, insanları kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bir araç olarak görürler. Kendi ihtiyaçlarına, ilgi alanlarına ve gündemlerine odaklanmışlardır. Başkalarının onları nasıl algıladıklarını önemserler çünkü bu algının onlar için somut bir sonucu olabilir. Belli felsefe, düşünce akımlarını ve kuralları inandıkları için değil, başkası tarafından beğenilmek için, ödül almak için veya birisi tarafından cezalandırılmamak için takip ederler. Örneğin trafik kurallarına başkasının geçiş hakkını gasp etmemek için değil, yakalanırsa ceza ödememek için uyar. Ya da yöneticisinin fikirlerine inandığı için değil, o fikirlere destek verirse daha iyi bir performans notu alacağını düşündüğü için destek verir. Özellikle biat kültürünün hakim olduğu yerlerde gelişmişlik seviyesi bu evrede kalmış olan yetişkinlere rastlarız.
- Evre – Sosyal zihin (Socialized Mind)
Bu gelişmişlik seviyesinden dünyayı bilen ve anlamlandıran yetişkinler için çevrelerindeki insanların ve sistemlerin (aile, toplum, kültür, ideoloji vb) fikirleri, normları ve inançları önemlidir. Bu yetişkinler bir anlamda hala ergenlik özellikleri gösteriyorlar, çünkü kendi davranışlarını kendilerini özdeşleştirdikleri çevrelerinin değerleri ve beklentilerine göre şekillendiriyorlar. Kitlenin bir parçası olmak, çoğunluğun düşüncelerine katılmak, otorite olarak kabul ettikleri kişilerin beklentilerini karşılamak ve uyum sağlamak onlar için önemlidir. Bu gelişmişlik evresinde olan kişiler, başkalarının onlardan duymak istediği mesajları o kişilere vermek için gayret eder ve başkaları üzerinde arzu ettikleri algıyı yaratmak için çok çaba sarf ederler. Onaylanma ihtiyaçları çok yüksektir, önemsedikleri birisi tarafından onaylanmadan yaptıkları bir işin başarılı olduğuna inanmazlar. Başkalarının söylemlerinden kendilerine satır arası çıkarımlar yaparak sıkça varsayımlarda bulunurlar. Bu kişiler dış referansları fazlasıyla önemserler, dış referanslardan bağımsız olarak, kendi istek ve düşüncelerini ifade etmekte güçlük çekerler. Dış referansları trafik kurallarına uyum göstermeyi önemli bir değer olarak görüyorsa, onlar da uyum gösterirler. Örneğin kariyerinde ilerlemek ve terfi etmek istiyorsa başkalarının bunu nasıl başardığına bakar ve aynı yöntem ve stratejiyle ilerler. Onu terfi ettirecek kişilerin referans çerçevesine göre hareketlerini belirler.
Çoğu yetişkin bu evrededir ve maalesef gelişimini bu evrenin ötesine geçiremez.
- Evre – Gelişmiş zihin (Self-Authoring Mind)
Bu gelişmişlik seviyesinden dünyayı bilen ve anlamlandıran yetişkinler içinde bulundukları çevreyi, koşulları, durumları, sosyal çevrelerinin görüş ve beklentilerini objektif bir şekilde değerlendirip kendi görüş ve değerlerine göre bir tutum belirlerler. Karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz yapma kapasiteleri sosyal zihin evresinde olan yetişkinlere göre çok daha gelişmiştir. Kendi inançları, değerleri, hayata karşı bilinçli bir şekilde seçtikleri bir duruşları, kendilerine belirledikleri bir referans çerçevesi, bir misyonları ve stratejileri vardır. Bu kişiler etrafında olup biteni sorgulayıp kendisi için doğru olan yaklaşımı, davranışı ve tutumu bilinçli bir şekilde kendi değer ve önceliklerine göre seçmektedir. Amacı başkalarını memnun etmekten çok, doğru bildiği kendi değerlerini yaşamak ve misyonunu hayata geçirmektir. Başkalarından kendisine gelen bilgileri ise kendi filtresinden geçirir, kendi değerleriyle örtüşen ve misyonunu destekleyen bilgileri dikkate alır. Bu yetişkinler kendi durumlarının, duygu ve düşüncelerinin sorumluluğunu üstlenirler. Örneğin, ‘ekibim sorumluluk üstlenmiyor’ demezler, ‘ekibimin benim arzu ettiğim seviyede sorumluluk üstlenmesini sağlayamıyorum’ derler. Kendi kimliklerini sahip oldukları kişilik özellikleri, duyguları, düşünceleri, görüşleri ve inançları ile özdeşleştirmedikleri için yeni yaklaşım, tutum ve davranışlar belirleyerek amaçlarına ulaşabilirler.
- Evre – Kendini dönüştüren zihin (Self-Transforming Mind)
Bu gelişmişlik seviyesinden dünyayı bilen ve anlamlandıran yetişkinlerin de filtreleri ve referans çerçeveleri vardır, ancak bu kişiler sahip oldukları karmaşık ve çok boyutlu düşünme ve analiz kapasiteleri ile kendi filtrelerini ve referans çerçevelerini gözden geçirirler, sorgularlar ve gerektiğinde güncellerler. Bu yetişkinler sahip oldukları bu filtrelerine hem değer verir hem de kendi filtrelerinin kölesi olmaktan sakınırlar. Hızla değişen bir dünyada hiç bir görüşün, yaklaşımın, tutumun tek başına tüm doğruları kapsayabileceğine inanmazlar. Etraflarında olup biteni mercek altına alıp sorgularken, bizzat kendilerinin etrafa olan etkilerini de mercek altına alıp sorgularlar. Başkalarından kendilerine gelen bilgileri ise daha geniş bir filtreden geçirip değerlendirirler.
Özetle bu evrede olan yetişkinler kendi dönüşümlerini kendileri başlatırlar ve bunu sürekli tekrar tekrar yaparlar. Şirket ortamlarında liderlerin organizasyonu konfor alanından çıkarıp, bilinçli bir şekilde kendilerini, ekiplerini ve yönettikleri işi gözden geçirmeleri, farklı filtrelerden bakarak durumlarına gerçekçi teşhis koymaları buna en güzel örnektir. Bu liderler ‘İşler iyi gidiyor, bu da nerden çıktı şimdi?’ diye muhalefet ile karşılaşırlar, ancak sürdürülebilir başarı için bu sorgulama ve yenileme kaçınılmazdır.
Kegan’ a göre kendi değerlerine, filtrelerine ve öz yeteneklerine sahip çıkan ve değer veren yetişkinler, eş zamanlı olarak onları bu güne kadar başarıya götüren bu özelliklerinin esiri olmaktan kendilerini bilinçli bir şekilde çıkarıp, objektif bir şekilde kendilerini sorgulayıp, teşhis koyup gerekli gördükleri değişimi yapmayı bir düşünme ve hayat tarzı olarak benimsedikleri zaman yetişkin gelişim evrelerinin en üst seviyelerine ulaşmış oluyorlar. Kegan’ ın bu tespiti durumu çok güzel özetliyor, fakat uygulamaya geçirmek hiç kolay değil. Bu yolda bir parça bile ilerlediğimiz zaman hayatımızda çok büyük bir fark yaratabileceğimize ve çevremize çok fayda sağlayabileceğimize olan inancım çok kuvvetli.
Gelelim başta sorduğum soruya. Hangi durum, ortam veya kişilerle birlikte olduğunuzda hangi yetişkinlik evresinin özelliklerini gösteriyorsunuz? Kegan’a göre kişiler çoğunlukla kendilerini gerçekte bulundukları yetişkinlik evrelerinden daha ileri bir seviyede görüyormuş! Yani kendimizle ilgili fazlaca iyimser teşhisler koyuyoruz. Peki, hangi yetişkinlik evresinde olmak istersiniz? Etrafınızdaki kişilerin hangi yetişkinlik evresinde olduğunu gözlemliyorsunuz?
Şimdilik sizi bu sorularla baş başa bırakıyorum. İkinci bölümde yetişkin olarak gelişmek için ve bu gelişimi sürdürmek için neler yapabileceğimizi yazacağım.